9 Nisan 2019 Salı



Canhıraş'ım

Ben dağları bilirim,
ben ağaçları bilirim,
ben onların sesiyim,
ben onların gözyaşıyım.
Canhıraşım yak canımı sen kurtardın beni bu kuyudan.

Ben denizlerim,
ben ırmaklarım,
ben çaylar çayırlarım,
Ben onların eliyim koluyum,
ben onların anlatamadığı dertlerin deryasıyım.
Canhıraşım vur göğsüme yumruklarını sen değilmisin beni bu uykudan uyandıran ?

Ben dört duvarı bilirim, 
ben sesizlikteki sesi bilirim,
ben açlıktaki tokluğu bilirim.  

Ben yalnızın iç sesiyim,
ben mazlumun sabır nefesiyim,
ben yoksulun delik cebiyim.
Canhıraşım tırmala göğsümü sen değilmisin bana özgürlüğü öğreten ? 
Değilmisin ? 

Canhıraşım tırmala göğsümü, vur göğsüme yumruklarını, yak canımı 
bir gün dön gel, bak gözlerimdeki çaresizlik çığlıklarıma, 
korkarsan eğer söyle bana, öğrettim misafirlere nasıl davranacağını 
tanıştırırım seni.
Daha doğrusu sen öğrettin ona, nasıl yeniden yabancı gözlere bakabilmeyi,
ilk önce kurtardın kuyudan, ardından yumruklarla uyandırdın uykudan,  
tırmaladın göğsünü, içindeki özgürlüğü ortaya çıkarmak için.

Canhıraşım...
Bana en çok'da ortaya bir şeylerin çıkabilmesi için canının yanması gerektiğini öğrettin, 
göz yaşlarında huzur aramak gibi, 
göğsümdeki o sıradan kenetlenmiş kafesi zayıflattın, 
ardından içinden öyle sağlam miğferler öyle sağlam kanatlar çıkardın ki, 
kimsenin gücü yetmez artık onları bükmeye,
düne kadar ben bu yırtık göğsümle nasıl yaşayacağımı düşünürken, 
uykusuz gecelerim'den nasıl sağ çıkacağımı bilmezken, 
 bana içimdeki o özgür kanatları salmayı öğrettin, 
bana o uykusuz gecelerimin sabahında, güneşin ne kadar güzel doğduğunu gösterdin.
Canhıraşım, gözyaşım, son nefesim, özgür hayatımın son demlerindeyim, 
bu bilge yolculuğu bir bana değil, tüm öğrenmesi gerekenelere öğret.
Canhıraşım,yoldaşım karanlık yanımın gülen yüzü,
sen bedenimi özgürlüğe açtın ama ruhum ?
Anladım anladım kızma, onuda ben halledeceğim başka yüreklerde görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder