9 Nisan 2019 Salı



Canhıraş'ım

Ben dağları bilirim,
ben ağaçları bilirim,
ben onların sesiyim,
ben onların gözyaşıyım.
Canhıraşım yak canımı sen kurtardın beni bu kuyudan.

Ben denizlerim,
ben ırmaklarım,
ben çaylar çayırlarım,
Ben onların eliyim koluyum,
ben onların anlatamadığı dertlerin deryasıyım.
Canhıraşım vur göğsüme yumruklarını sen değilmisin beni bu uykudan uyandıran ?

Ben dört duvarı bilirim, 
ben sesizlikteki sesi bilirim,
ben açlıktaki tokluğu bilirim.  

Ben yalnızın iç sesiyim,
ben mazlumun sabır nefesiyim,
ben yoksulun delik cebiyim.
Canhıraşım tırmala göğsümü sen değilmisin bana özgürlüğü öğreten ? 
Değilmisin ? 

Canhıraşım tırmala göğsümü, vur göğsüme yumruklarını, yak canımı 
bir gün dön gel, bak gözlerimdeki çaresizlik çığlıklarıma, 
korkarsan eğer söyle bana, öğrettim misafirlere nasıl davranacağını 
tanıştırırım seni.
Daha doğrusu sen öğrettin ona, nasıl yeniden yabancı gözlere bakabilmeyi,
ilk önce kurtardın kuyudan, ardından yumruklarla uyandırdın uykudan,  
tırmaladın göğsünü, içindeki özgürlüğü ortaya çıkarmak için.

Canhıraşım...
Bana en çok'da ortaya bir şeylerin çıkabilmesi için canının yanması gerektiğini öğrettin, 
göz yaşlarında huzur aramak gibi, 
göğsümdeki o sıradan kenetlenmiş kafesi zayıflattın, 
ardından içinden öyle sağlam miğferler öyle sağlam kanatlar çıkardın ki, 
kimsenin gücü yetmez artık onları bükmeye,
düne kadar ben bu yırtık göğsümle nasıl yaşayacağımı düşünürken, 
uykusuz gecelerim'den nasıl sağ çıkacağımı bilmezken, 
 bana içimdeki o özgür kanatları salmayı öğrettin, 
bana o uykusuz gecelerimin sabahında, güneşin ne kadar güzel doğduğunu gösterdin.
Canhıraşım, gözyaşım, son nefesim, özgür hayatımın son demlerindeyim, 
bu bilge yolculuğu bir bana değil, tüm öğrenmesi gerekenelere öğret.
Canhıraşım,yoldaşım karanlık yanımın gülen yüzü,
sen bedenimi özgürlüğe açtın ama ruhum ?
Anladım anladım kızma, onuda ben halledeceğim başka yüreklerde görüşmek üzere...

27 Mart 2019 Çarşamba


AĞLAMA GÜZEL

Ağlama güzel, sil gözlerini, 
geçmişini silmen gerektiği gibi,
ağlama güzel, sil kalbini kirletenleri.
Sana bunları yaşatanları silmen gerektiği gibi.

Korkma güzel, herkes aynı değil,
sana bunları yaşatanların samimiyeti gibi. 
Korkma güzel, hayat o kadarda kötü değil,
güzelleştirmen için ders çıkartman gerektiğini bil.

Kaçma güzel, kalbindeki ıssız köşelere,
elbet ıssız yerleri bulan birileri olur.
  Kaçma güzel, gözlerindeki derinliğe,
elbet o çukura istemeden düşüp kalan olur.

Kalk ayağa güzel, göz yaşlarını kendin silebildiğin için,
daha sıkı, biraz daha güçlü durabilmek için.
Kalk ayağa güzel, yaranı kendin sarman gerek,
kimseden medet ummamak için,ayaklarının üstünde durman gerek.

Gül güzel, artık yaralarının izi bile kalmadı,
şimdi yeni denizlerin derinliklerinde , yüzme vakti.
Gül güzel, o güçlü tecrübelerini kullanma vakti geldi, 
yaralarınla gurur duyma vakti.

                                                                        AĞLAMA GÜZEL,
                                                                       KORKMA GÜZEL,
                                                                  KAÇMA GÜZEL,
                                                                           KALK AYAĞA GÜZEL,
                                                         GÜL GÜZEL.

                     Güçlü kalmak için, en azından kaldım diyebilmek için...

20 Mart 2019 Çarşamba


GÖKYÜZÜ VE SENİN İÇİN GÖREVLER
  • Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana ''bu benim şarkım bak'' diye dinlet. Bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın.

  • Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünya bu illa ki bir tek sen kullanmayacaksın. Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa ''acaba burada mı'' diye kokuyu duyanının gözü seni arasın.
  • Bir tane en yakın arkadaşın olsun. Sadece kötü günde değil, iyi günde de aradığın ilk kişi olsun. Birlikte düşün, birlikte kalkın. Birbirinizi toparlayın. Yaralarınızı sarın. Herkes gittiğinde ''şanssızlığınıza'' biraz gülün, biraz ağlayın.
  • Bir tane çok büyük aşkın olsun. Rakıya bahane olsun. Bir dönem çok sevmiş ol, bir dönem nefret etmiş. Her şey küllendikten sonra tebessümle hatırla. Biraz da bir yanın acıyarak. ''O olsaydı nasıl olurdu acaba hayatım?'' diye sorgulayarak. Artık bir şey hissetmesen de ''başına bir şey gelse yine de ilk ben koşarım'' diyecek kadar. Unutma, masallar mutlu sonla, efsaneler kavuşamamakla biter. 

  • Bir evlat edin. Bir kedi, bir köpek. Kapılarını aç. Senden olmayan ama senin ilgine , bakımına muhtaç bir kalbin atışlarını ellerinde hisset. Bir canlının hayatını değiştirmek acayip bir şey. Birinin kahramanı olmak bundan büyük bir duygu yok. Sevmek çok güzel, Her koşulda sevmek.

  • Bol bol kitap oku biri seni derinden etkileyene kadar oku. Onu bulduğunda kimseyle paylaşma. O hikaye senin. Beğenmediğin sayfayı yırt , sevdiğin sayfaların köşesini kıvır. Başucunda dursun. Belki bir gün biri güzlüce o sayfaları keşfeder. Seni daha iyi tanıma imkanı olur.


  • Samimi bir restaurant edin. Patronundan garsonuna kadar tanı. Kafan mı bozuk, mekan mı dolu , sana yer açacakları kadar müdavimi ol. Bir masan olsun hep oturduğun. Bir başına gitsen bile başına bir şey gelmeyeceğini bil. Bir gün belki kapanır ya da yıkılır. Ama sen önünden her geçtiğinde ''burada eskiden hep bir yerim vardı'' dersin.

  • Bir hobin olsun. Kaçmak için. Hiçbir şey düşünmediğin. Dünyadan uzaklaşabildiğin. Onunla övün. En iyi yaptığın şey olsun. İnsanlar şaşırsın. Senin için çocuk oyuncağı olsun.

  • Bir şey iste. İmkansız olsun. Peşinden koş. Yorul. Defalarca vazgeç. Defalarca dene. Susmanın çaresizliğinde yaşa bağırmanın da. Uykuların kaçsın. Düşündükçe saç diplerin bile uyuşsun. Her ne ise bu istediğin, aşk da olur iş de. Bağrına taş bas gerekirse. Yeter ki gece yatağında ''ben elimden geleni yaptım'' de. Bazen kazanamamış olsan da, bir şeyi delice istemenin limitini görmek de zaferindir. 

  • Vakit ayırdığın bir ailen olsun. Yarın kaybettiğinde keşke daha çok zaman ayırsaydım demeyeceğin. Pişmanlık kötüdür. Bir daha geri getirmeye gücünün yetmedikleri içinse, işkence. Kıymetini bil. Yarın ne olacağı belli değil. Kalp krizi dediğin bir kaç saniye. Kalp kırma.

  • Sınırların olsun aşılamayacak. Duvarların olsun yıkılamayacak. Herkes bilsin. Ona göre davransın. Bir alanın olsun metre karesi dert değil. Kapısını kapattığında gerçek sen olabildiğin. Dört duvardan birinin dibine çöktüğünde ağlayabildiğin. Güçsüzlüğünü yaşayabildiğin. İnsan en çok kendini özlüyor çünkü.

  • Bir sevdiğin olsun tabi. Belki hayallerindeki gibi olmaz koşullar ama bir şeyleri birlikte var etmenin tadı bir başka. Para amaç değil araç olsun mutluluğuna. Olmadığı zaman da elindekini cömertçe paylaşabil. En çok onla gül. Saatlerce muhabbet edebil. Birbirinize ulaşamadığınızda, ''başka biriyle mi acaba'' diye değil ''başına bir şey mi geldi '' diye endişelen. İlişkini başkalarıyla kıyaslama. Biri sevdiğini daha çok söyler, biri daha çok gösterir. Sen de biri eksikse bu seni daha az seviyor demek değildir. Telefon karıştırmakla ömür geçmez. Bir insan bir şey yapmak isterse yapar. Kalbin temizse, sen araştırmadan da karşına çıkar korkma. Sonuna kadar güven. Bir gün kırılırsa can evin , o evi elbet yeni bir mimar ayaklandırır. :) 

12 Mart 2019 Salı


ÇAVUŞUM TUT GÖNLÜM'DEN

İyi geceler sayın dinleyen bu gece varoşluğun en derin dizelerinden yazıyorum, sigaramın kül olmasıyla birlikte küllüğe atmayı hep eksik bırakıyorum yine üstüm başım sen oluyor, ağzımın kenarına biraz şiir bulaştı bu gece, şiirlerim arkamdan vurdu gizlice çavuşum buna bir yol bulmalıyız, sol tarafımdan yaralıyım çavuşum bu yaraya bir tabip lazım, insan sırtındaki yarayı saramazmış çavuş, hele ki birde sol tarafındaysa, tabibim koş varoşluğum tutuyor, yaralarımda ağır küfürlü şiirler akıyor, koş tabibim koş ömrüme yetiş ki sana kabuk bağlasın bu yaralarım, bir sana açılsın bir sana kapansın, bir sana kanasın bir sana dursun ağır yaralarım.. Çavuşum kaybediyor ruhum bedenimi, yetişemiyor, aksak sağ ayağımla koşmaya çalışırken geçmişimin çelmelerine takılıyor bedenim,  çavuşum tut gönlümden, bu karanlık gecede ay ışığında, ruhumun pırıltısını yakalamak zor oluyor, gölgeyi geçirmiş üstüne yetişmek beni yoruyor, bu satırlarımı kaldırım kenarlarından yazıyorum papatya açmış bir kaldırımın kenarından, ay ışığında kovalaşıyor ruhum ve bedenim, ahenkli bir dans içindeler sanki, papatyamın beyaz yapraklarına açık yaralarımdan kan damlıyor çavuşum, yetişin çavuşum yetişin kaybediyor ruhum bedenimi...
Sanki binalar üzerime yıkılıyor, geçmişim ayaklarımı ele geçirmiş gözlerimin önünden geçiyor orada sen varsın ve gözlerin benden bir bakışını esirgiyor, hüzünleniyor gönlüm ve  Paketimden son tekimi çıkartıp buruşturup atıyorum bir kenarlara, içinde senin  resmin, ve ben salıyorum artık özgür ruhumu semalara çavuşum sigaramda sönmek üzere , sol yanıma yazdım katilimin adını tenime söndüre söndüre, sadece 3 harf  tek hece  "AŞK" 

6 Mart 2019 Çarşamba


MERHABA YENİLGİM

Günaydın sevgili kaybım hayatım tanınmayacak halde sen iyi bilirsin, mesela içine bakarsın ta gözlerimin ya da sıcaklığını hissedersin yanağımdaki yaşın, belki’de ıslaklığından dudaklarının kenarındaki öpücüğümün, ıslaklığından tanırsın. Merhaba sevgili kaybım, kaybım diyorum bak istemeyerek kaybettiğim tek varlığım, bak hayatımın en yüksek tepesinden yazıyorum birazdan en dibinde olacağım, aşağıya bakıyorum'da birine çarpmayayım diye, bu kadar değersiz hissettirdin bana, duyuyormusun adımlarımı ? Uykuma saplanıyor gece yıldızları, hafife alma bu yıldızlarımı gecemi aydınlatıyor , kanatlarımı güçlendiriyor giderken ardına bıraktığın bir kaç anı... İçime hapsettiğim bir kuş var aslında her çıkmaya çalıştığında kafasını ezdiğim, merhaba sevgili kaybım pardon sevgili dedim kusuruma sakın bakma, içimdeki kuş söyletiyor hep bunları bana, aslında ne olduğunu hepimiz iyi biliyoruz, balonlar uçan balonlar var rengarenk çok güzeller mavi çarşafta, aynı sen gibi cıvıl cıvıl'lar, eriyorum. Eriyorum adım attıkça senden uzağa, eriyorum. Merhaba büyük kaybım, acıtıyor gidişin bir bıçak saplıyor sanki karbugalarım’dan içeri ama gelme sakın gelme, gelirsen üzerim canını yakarım ağlatırım, gelmeyin üstüme , iki kişi var buralarda, biri kendini yırtarcasına ağlıyor diğeri gözlerini dikmiş bir yere kıpırdamadan bakıyor, bir hareket yok duygu yok sanki bir cinayet işlemiş gibi, sonunda biri içimdeki kuşu öldürdü, evet gitti o merhaba yenilgim bak zaferimin kutlaması var içimde, mavi balonlar gece daha güzel yıldızlar evet yıldızlar daha çok aydınlatıyor buraları ama ve evet evet simdi kimse geçmiyor gönül köprüsünden atlamanın vakti geldi zaferin bas yapıtı olacak bir atlama evet evet dikel ayağa dön arkanı aynı ona döndüğün gibi sal kendini zaferin yaldızlı madalyonu olmaya, doğru iki kelime sadece her şeyi özetleyecek ardımdan SANA DEĞER.

25 Şubat 2019 Pazartesi


Ben Buyum
Ben buyum.
Kenar mahallede büyümüş,
illegale bağışıklık kazanmış,
Ucuz biralar içmekten keyif almış,
Kalem gibi cigara saran,
Kıravatlı abilerden pek hoşlanmayan,
Ve memurları yürüyüşünden tanıyan...
Ben buyum.
Şehrin tam ortasında kollarını açıp isa'lığını ilan eden,
Paçalarının çamura bulanmışlığını seven,
Uykusuzluktan kızaran gözlerine aldırış etmeyen,
Plansız,
Kuralsız..
Kendi başıma savaşım ben.
Direnişim.
Tanrının bu dünyaya attığı en cesur kazığım.
Uçurum çiçekleri severim,
Kapitalist gelir bana kırmızı güller,
Orkideler orospulara armağan edilmeli.
Ve intihar edenlerin mezarı başında ceket iliklenmeli,
Ben buyum.
Hep terk edilmiş.
Cinayetler düşlemiş.
Bıçaklar bilemiş...
Bağımsız bağımlı...
Hep az konuşmuş,
Genelde kaçak...
Umursamaz sanılmış, kırılmaz, aldırmaz
Ötekileştirilmiş, o ''Boşverin'' denilen...
Kimsenin bilmediği hüzünler taşıyan ruhunda aslında...
Kimsenin tahmin edemediği kadar büyük yorgunlukları olan...
Suçsuzluğunun bedelini ağır ödemiş,
Hak etmemiş...
İnançlarıyla alay edilmiş,
Çatlatılmış su içtiği bardaklar...
Ben buyum.
Bu yüzden tanışmalarımı merhabadan öteye taşımıyorum.
Gözünüzü boyuyorum belli olmasın diye çıplaklığı hayatımın...
Kara kaderimi gizliyorum, ak maskemin ardında.
Ben buyum.
Adım attığı an yollarının yarılacağını bilen ve adım atmaktan başka seçeneği olmayanım...
Hayalinin bile sizi darmadağın edeceği, gerçek bir felaketin tam ortasındayım...
Ben buyum.

                                                                                                                                   01.07.2017  
                                                                                                                                        04:12         

24 Şubat 2019 Pazar



Saydım Kaç Gün Oldu ?

Saydım kaç gün olmuştu yokluğunun eceline ramak kalmasına, baktım kendime bulamadım bir avuç sen, alsam saklasam, baktım sevemedim ben kaçmam gerekti çoğu yerden, kaldırmadım kafamı yerden, emin ol seni çok sevdim ellerden, bulamadım içinde  sevgi gözlerinden aktı sanki nefretin bakamadı kahve gözlerine gözlerim, kaçtım, kaçmam gerekti söylesene sen  kaçtığım kaçıncıydın, yokmuş kimsede sende olan bulamadım, ama sende olansa bam başkaydı kaçarken sana yaklaştım, çözemedim bileklerimdeki düğümü sen ile bağlanmıştı çünkü,
Sana bağlanınca düşmem sanmıştım ama kalbinde olduğum yer çöktü
Çoktu sevenim, ama ben seni çok sevdim, sen, sen emin ol bunu hiç bilemedin
Belki çıkmaz bir sokaktı sonunda hazine olan benimki, çıkmaz olduğu doğruydu diğeri o sokağın efsanesi.

Gidişin ardından sana çok muhtaç kaldım, asil siyahımda hep seni aradım, her gece kendime binlerce sen yarattım, sen onun kollarında kahkaha atarken ben sesini kulaklarımda yankıladım sevdiğim sen başkasının ellerindeyken ben sen adlı düğümlerde kaldım,bakamadım başkasının gözlerine herkesi hiç saydım, yalnız adımlarımda, yanıma yokluğunun karanlığında aydınlanmaya çalıştım, başaramadım, adına yazdığım kaçıncı parçam bu bilmiyorum,ama giderken yanıma bıraktığın bir avuç seni şimdi sana geri veriyorum, ben var olduğumda yarattığım sene aşığım üstüne başka bir tutam dahi sen istemiyorum üstü kalsın. Kirpiklerimi yaktım sevgili bu gün göz yaşlarımın doğum günü. Söylermisin daha kaç kere yakacağım bu ömrü, daha kaç kere yalnızlığımın çığlıklarında boğacağım ağlamaklı sesimi, söylesene yokluğunda kaç bulut daha ağladı üstüme, sildi senin varlığını benden, aldı seni benden, beni o kuyuda bırakan sen, beni o kuyudan alan ise gökyüzüm artık gökyüzüm mavi, sen olmasanda artık mavi ama, gönlümün rengi her zaman asil siyah olarak kalacaktır sevdiğim, ben şimdi susuyorum yerimi yalnızlığıma bırakıyorum şimdi o sizlerle.

21 Şubat 2019 Perşembe


AĞIT

Ellerimin arasında,saçları savrulmuş,o gün ona çok güzel yakışacağını düşünerek aldığım gömleğini giymişti her yeri kan içinde,dizlerimin üstüne çökmüş ona bakıyorum,dünyamın nasıl battığını izliyorum,bedenimden ruhumu çekiyorlar sanki,bu acının bir tarifi yok,sakallarımda kan lekesi ellerim kıp kırmızı,yanakalarım'dan yaşlar süzülüyor,acı naralarım yıkıyor her yeri ama herkes işine devam ediyor,arabalar geçiyor,insanlar yürüyor sanki  biz orada yokuz sanki,hiçbir şey olmamış, kimse farketmiyor benim her şeyim avuçlarımdan gidiyor,yağmur yağıyor,olmamalı böyle biri uyandırsın beni,böyle kabus olmaz,ben ne yapıcam sensiz o hayalini kurduğumuz 3 oda 1 salon evde tek başıma,şu yüzünün güzelliğine bak teninin her  zerresinde deva bulduğum kalk hadi, gidelim sabahları  şarkı söyleyerek uyandır yine beni,yine azarla beni senin o muazzam kahvaltını 5 dakika için yatakla geciktirdiğim için,ama sonra kıyamayıp yine çayımı koy geç karşıma o güzel gözlerinle uyandır beni güne,hadi kal uyan gidelim balkonumuza gökyüzümüze yine sinemamızı kuralım derme çatma kanepemizde yatarken,ben erkek çocuk isteyeyim sen bana kız yine,eve gelip sana  yemekler hazırladığımda mutfağı dağıtmışsın diyip azarla beni kalk hadi gidelim güzel gözlüm,kalk,bakma bana öyle manasız,bakma bana öyle ölmüş gibi kalk,koskoca insandan nerede buldu ki o araba seni,nasıl çarptı sana  ben sana bir kötü söz söylemeye kıyamıyor'ken koskoca araba nasıl çarpar'ki,hep derdin insan icadı değil'mi demirden betondan yapma duygusuz icatlar derdin,yazdığın kitaplar gibi olmadı bizim hikayemiz sevdiğim mutlu sonla bitmedi ama bu,oysa neler hayal etmiştik sevgilim,sevgilim ?? 

20 Şubat 2019 Çarşamba


İYİKİ YOKSUN

Büyüdüm artık canımı yakan insanların peşinden koşardım,artık koşmuyorum gitmeyi göze alabilen hiç kimse için kılımı dahi kıpırdatmıyorum,filmler duygulandırmıyor,insanlar üzemiyor,bencilleştim duygularımı kaybettim belki,kim bilir.Sabahları mutlu uyanıyorum geceleri huzurla uyuyorum, pişman olduğum şeyler yaşamıştım.Artık pişmanlık nasıl bir şeydi hatırlamıyorum.Nedenmi ?Çünkü birinin ne zaman gitmemesini istesem,gitti.Çünkü benim yarım bıraktığımı hep bir başkası tamamladı çünkü birine ne kadar az değer verirsen,o sana o kadar çok değer verir işte bu yüzden beni değiştirdiğin ve yaşattıkların sayesinde başka biri yaptığın için teşekkür ederim ‘İYİKİ YOKSUN’.!

12 Şubat 2019 Salı



GÖRDÜNMÜ NELER YAPTIĞINI ?

Gördün mü neler yaptığını? Ne konuşabildim hayatında, ne de susabildim. Pek konuşacak bir şey yok zaten de işte öyle laf olsun. Bir kaç kağıt, bir kaç cümle o kadar. Sonra bitiyor işte. Hayallerimin arasında bu en büyüğüydü. Duydun mu? Sanmıyorum. Şiirler yazdım adına sonu gelmeyen, unutulmayan rüyalar gördüm düşlerimde, şarkılar söyledim, sana can verircesine seni seviyorumlar kurdum ama anlamadın. Anlamanıda beklemiyordum zaten. İşitmişsindir son sözlerini. Ben dinledim o başladı, ilk çocuklarımızı öldürdü, sonra bizi yaktı, dağları delip ay'ı söndürdü, bir adım attı binalar yıkıldı bir adım attı çocuklar çocuk olmaktan vazgeçti. Ben sustum, o konuştu. Özlemiştim yalnızlık kokan kelimeleri, günlere baktı ve yıllarıma bir çizgi çekti, aylara baktı mevsimlerimi değiştirdi, geçmişime baktı geleceğimi yazdı. Baktıkça hatırlatsın o caddeler beni sana. İnanmak zor ama bir direğin önünde ayrılık fermanımızı okudu, ışıklar söndü, dükkanlar kapandı, o her saniye hayatımdan bir kelime çaldı ben kokusunu bir kez daha çekmek için iç geçirdim. Okumuşsundur yalnızlıkla kurulan cümleleri. Gitmek pek yakışık almadı yanına, zaten pek de üsteledim sayılmaz. Susmak yeterliydi aslında. Ama ben tekrar yazım. Bitmedi diyebilmek için bitirmedim, yani bitiremedim diyebilmek için.

9 Şubat 2019 Cumartesi


TÜKENİŞ

Sonra dayanamıyorsun. Her şeyi içine atmaktan yavaş
yavaş tükendiğini hissediyorsun. Seni çok iyi anlıyorum
diyen herkesin, seni anlamadığını görüyorsun. En
yakınından uzaklaşıyorsun. Yapabildiğin en iyi şeyin,
yazmak olduğunu görüyorsun. Yazıyorsun. Herkesten
saklasan da, gizlesen de tükeniyorsun. Hani o dışarıya
verdiğin mutluyum imajı var ya, içini yiyip bitiriyor. Biri
gelse ve gerçekten de tam anlamıyla yanında olsa,
düzeleceksin gibi geliyor. Ama o kadar çok yenilgiye
uğradın ki sevmede, değer vermede, bir yanın hep
kimseye güvenme diyor. O yanına yenilmeye başladığın
zaman, asıl acıları tatmaya da başlıyorsun. İşte o anlar
kalbinin, aklını yendiği anlar oluyor. Ve 
benim kalbim aklımı hep yeniyor. Değer vermekte bir sorun yokta,
aynı önemi,ilgiyi,sevgiyi,değeri göremeyince başlıyor asıl sorun.
Asıl sorunlar,asıl canını yakanlar oluyor.
Bir de yitirdiklerin,bitirdiklerin var,
dönülmez yolda bıraktıkların,
geri dönmeyeceğini ezberlediklerin,
ardına bakmadan koşa koşa kaçtığın,
Hani her şeyde derler ya:
''hayat devam ediyor''aynen öyle.
Ne giden geri geliyor,
ne kalanlar değerini biliyor,
ne yerin,nede kıymetin değişiyor.
Sen sadece günden güne eriyorsun,tükeniyorsun,hissizleşiyorsun.
Ama gerçekten'de bir gün aklım bu savaştan üstün çıkarsa,
o zaman tam anlamıyla sevdiğim insanlar,
tam anlamıyla soğukluğu tadacaklar...

7 Şubat 2019 Perşembe


MASUM ZAFER

 Kendi kafamın içinde yapayalnızım,yıldızların ışığı yetmiyor gecemin karanlığına,
her bir köşesinde kaybolduğum bu yalnızlığımın satırlarında boğuluyorum 
ve her bir köşesinde kaybolduğum bu yalnızlığımın satırlarında boğuluyorum,
her boğuluşumda ilk defa ölmüyorum. 
Arkamı dönüp baktığımda koca bir hiç ile yüzleşiyor kalbimin dizeleri,
susturamıyorum söylenen onca şeyi be,son kez arkamı dönüp bakıyorum, 
çakmağım nerede yakıcam bu sefer buraları, 
boğmuyorum,saklamıyorum , yırtmıyorum,
sadece koca bir geçmişi hiçlikle kavuşturuyorum buda bizim değil, 
benim masum zaferim olsun , bir daha ardıma bakarsam,
açık yaralarıma tuz basmak yeminim olsun...

                                                                                             14.01.2017
                                                

6 Şubat 2019 Çarşamba


YALNIZ

Ne kadar'da kimsem yok…
Sarhoşsan ve yalnızsan,daha iyi anlıyorsun.
Daha iyi ağlıyorsun mesela…
Ne kadarda tükenmiş isen,sitem etme hakkı sahipleniyor seni
Sitem ediyorsun…
Gelene,gidene,kalana .
En çokta  gidene mesela
Daha yüzsüz oluyorsun ona,sevmediğini sandığını anlıyorsun mesela
Nerede,kiminle,kimde diye,hiç umursamadan rahatsız edebiliyorsun
Sarhoşsan ve yanlız'san birde ağlayacaksan,
Bu haltı ediyor ve çoğu zaman pişman ediliyorsun.
Daha iyi ölüyorsun mesela …
Çünkü anlamını yitiriyor her şey.
Çünkü her şeyin bir anlam taşımadığını,sevmenin bile yeri geldiğinde bir boka yaramadığını anlıyorsun,en derin hücrelerinde.
Başkadır sarhoşsan.
Sarhoşsan konuşmaya çekindiğin sokaklarda nara'sın.
Ağlamaktan utanmayan,ölmeye aldırmayan'sın
Hele birde yalnızsan ne kadarda kimsede yoksun….

Olma zaten kimsede bir benim ol bir benim baktıklarımda saklı kal…
Görmesinler sende gördüğümü,bakmasınlar sana benim sana baktığım gibi,öpmesinler seni en son öptüğüm yerden,tutmasınlar elini….
Susarsın,çıkartırsın paketten bir sigara daha
Sonra dönersin suratına bumuydu hak ettiklerim dersin
Yakarsın sigarayı….
Hiç'mi hiçbir şeyin değeri yoktu dersin….
Dumanla sevişirsin….
İki kelime daha atsan yüzüne sanki olduğu yerde yığılacak gibiydi…
Son kelimen:
Muhtaç kal ulan geceler boyu ağlattığın bu insana. Dersin….
Sonra ….
Sen ona bakarsın o yere….
Hadi eyvallah…

5 Şubat 2019 Salı


İSİMSİZ DÜZEN

Cebimde 2 kuruşluk sigaram vardı,bir de resmin,arkandan gelirken yavaş yavaş,durdum ve izledim,rüzgardan savrulan saclarını bile,ah tanrım nasılda güzelsin arkandan bile,yaklaştıkça rüzgar kokunu getiriyordu burnuma,her adımımda daha çok yoğunlaşan,yaklaştıkça daha çok hızlanıyordu kalbim,terlemeye başlıyordu avuç içlerim,simdi bu kız benden gidecek mi diye bitirip duruyordum kendi kendimi,yapamaz falan filan derken bir anda karşısında anlamsızca yüzüne bakarken buldum kendimi,oturdum yanına,yavaş yavaş ve derin bir nefes alarak,  hala kafamın içinde aynı soru bu kız benden gidecek mi ?Yakıştıramıyordum ona gidişi,bir anda sol göğsümde bir sızı belirdi anlamsızca,içimi tuhaf bir his sardı,kafamı çevirip bir daha baktım gözlerinin içine,bana bakıyordu ıslak kirpikleriyle birlikte,en son ağladığında yanımdaydı 3 yıl önce mutluluktan ağlıyordu ve göz yaşlarının döktüğü kirpik hala bende,  sevdiğim ne olur gitme diyordu gözlerim ona,o ise bana sanki artık çok geç der gibi bakıyordu,sarılmak istiyordum o hep sevdiğim kokusunu içime çekerek sarılmak. Mutluluktan havalara uçmak istiyordum 2 gün önceki gibi,nereden çıktı ki şimdi bu ayrılık,ben sensiz ne yapıcam ki,yalnız insan nefessiz yaşar mı,benden boğulmamı istiyordu herhalde,ama bu kadarda acımasız değildi ki nasıl yapardı bunu,neyse hala bakıyordu gözlerimin içine bir anda nasıl olduysa sol gözünden bir damla yaş aktı sanki yüreğimi deliyorlardı nasılda acıyor canım,kelimelerim yetmiyor ki dur demeye,hemen öldürdüm o yaşı,daha yanaklarına varmadan,elim yanağında kaldı çekemedim,elini getirdi sanki yuvasını bulmuş gibi kapattı gözlerini,nasıl gidebilir ki böyle bir insan inanın kafama silahı dayasa gıkım çıkmaz,oturur ellerinin güzelliğini seyrederim,sırtını dönse,sırtını öperim,kirpiklerimiz birbirine değecek kadar yakınlaşsak,gözlerinden öperim,böyle bir sevdaydı ama nasıl gidebilir ki, inandıramıyorum bir türlü kalbime şu lanet olayı,ben kendi içimi susturmaya çalışırken bir anda ellerimden kaydığını gördüm,inanamıyordum kendime parça parça oluyordu avuçlarımın içinde,her gün geldiğim bu parkta oturduğum bu bankta her seferinde ayni şekilde gidiyordu ama inanamıyordum gidişine,her seferinde başından yaşıyordum bu olayı, her seferinde aynı şaşkınlıkla kalıyorum,avuçlarımın içinden uçup gidişinin,gözyaşlarımla, çığlıklarımla uğurluyorum,etrafımdaki insanlar bana bakıyor allah'ım dayanamıyorum,kafamı kaldırdığımda ise boş bir bankla karşılaşıyorum ve yine ayni iki insan gelip alıyorlar beni, kollarımdan tutuyorlar,bir şeyler batırıyorlar ve uykuya dalıyorum gözümü açtığımda ise yine delirmemek için girdiğim ve daha çok delirdiğim odada buluyorum kendimi,neyse sevgilim kendine çok iyi bak seni çok seviyorum... İnşallah gelirsin bavulun'la birlikte,seni bekliyorum..

                                                                                                                 19.03.2017
                    

4 Şubat 2019 Pazartesi

 TEMİZ KALBİM GÜZEL KALBİM 
Gökten düşen bir yağmur damlası gibi çakıldım yere,hemde en hızlı şekilde,
Yanağına düşmek isterdim sevgilim.
Anlatamadım gözlerine inandıramadım kendimi.
ne yapmalıydım ki o güzel bakan bir çift gözü güldürebilmek için ne yapmalıydım ki


demek gidiyorsun kal desem kalıcakmısın ?
kalmayacaksın,arkada bıraktın beni
hep en arkalarda
o yağmurlu hava kararmış
griydi
bana gri olma lütfen

söz geçiremiyorum kalbime seni ister gibi bir hali var,
dinletemiyorum ona bak gitti senide benide bıraktı gitti güzel kalbim,temiz kalbim
giderken öldürür gibi bakardı
tamam yaşım on yediydi peki açıklarmısın bana beden kırk beşde' ölürken ruhun on yedide candan çıkmasına ne denir,


öldürdü giderken senideee benideee güzel kalbim,temiz kalbim
bir daha asla sevmiyecekmişsin ,kimseyi onun gibi doğrumu?
bir daha asla güvenmeyecekmişsin her seviyorum diyene
iyide beni hiç seven olmadı ki olur'mu diyorsun bundan sonra?

gecen gece otururken birden geldi aklıma,
sessiz haykırışlara boğdum kendimi
çünkü sesim çıksa annem anlardı
kıyamazdım üzülürdü

bir keresinde ne oldu biliyor'musun?
sesim fazla çıkmış hıçkırıklarımın,
duvardaki izlerim söylemiş anneme
yastığımdaki ıslaklık anlatmış her şeyi..

geldi yanıma acılı bir tebessüm ile üzülme sen kıyamam ben sana dedi
baharın meltemi gibi saçımı okşadı bir eliyle diğer eliyle ise sol gözünden akan yaşı sildi


biri üzüldüğünde sol gözü kızarırmış
ağlamak istediğinde ise ilk damlayı sol gözünden atarmış solundan yaralananlar
sol tarafımızın anlamı büyüktür ağırdır demi güzel kalbim,temiz kalbim

kirlettiler senide,parçaladılar,yaraladılar,en kötüsü'de hiç bir şey yapmadan bir kenara attılar

açmayacağım artık adının geçtiği o defteri,benim o defterde kırgınlıklarım yaralandıklarım var
aslında yırtıp yakacağım diye düşünürken kaldırıp attım en üstlerdeki rafın arkalarına
ve birkaç sözler verdim kendime ne olursa olsun asla o defterin üstündeki toz üflenmeyecek.

Nasıl izah edeyim size?
Benim gecelerim sizlerinki gibi değil,
Her gece farklı birini asıyorum yüreğimde.
Benim gecelerimde filmlerdeki aktörler başrol değil,
İyi adamlar yok,
benim gecelerimin başrolü katil,konusu katliam.
Benim gecelerim normal geceler değil ağır psikoloji ister,
Bir sigara diyip geçme katili olduğum gecenin acısı,
En fazla bir sigara sonra biter...

YOKSA KOCA BİR ÖMÜRMÜ ?

Ben şimdi buraya sana satırlar döksem,kaç sen daha gelir aklımın ucuna?
Adını defalarca geceye haykırsam bir çift söz edermi gönlümde?
Gözyaşılarımı sana döksem nefes alabilirmisin hayat denilen kuyuda?
Yaktığın üç beş sigara çöpü değildi ben canımın gözü, 
Bir zamanlar avuçlarında tutmaya kıyamadığın, 
Bir ömre nasıl sığdıracağız diye düşündüğün sevdamızdı. 
Şimdi ise oturmuş bir kaldırım , 
Gecenin dördünde geçtiğimiz sokakların anılarını tazeliyorum, 
Dizleri yaralı yürümeye mecali kalmamış bir çocuk,
Seninle söylenen her şarkının hesabını soruyor geceden, 
Seçtiğimiz yıldızlar düşüyor gökyüzünden ayrı kaldığımız her gece, 
Şimdi söyler'misin can gözüm?
Yaktığın üç beş sigara çöpümüymüş,
Yoksa koca bir ömürmü?


18.08.2018
Bilmezler yalnız yaşamayanlar , nasıl korku verir sessizlik insana...

Bu Sefer


''Olacakmış gibi olup olmayan her şeye, 
tam geçti diyip tuz basanlara, 
yarayı görüp tuzunu esirgemeyenlere, 
hiç şiir okumayanlara, 
Nazım'a,Vera'ya,ihanet'e,aşk'a , 
gece vakti odanızı aydınlatan sigaranıza, 
sabahı zor edenlere, 
hayatı malesefler üstüne kurulan herkese,yakıyorum bu sefer''

02.05.2018
MERAK ETME ARTIK GİDİYORUM

Sussan intihar,konuşsan cinayet. Öyle bir yerdeyim'ki ne adı var ne tarifi,boğamıza düğümleniyor kelimeler,göz yaşlarım sanki hapsolmuş akmak bilmiyor,şu hayattan gidesim var gidemiyorum, kalasım var öyle zor geliyor'ki inanın her nefeste bir bıçak daha saplanıyor sırtımdaki koleksiyonuma, baş kaldırıyor içimdeki sevgi cumhuriyeti adının koyulduğu anarşist düzene,birazdan karışacak ortalık hissediyorum,savaş çıkacak kaos çıkacak ve bana sadece derin karanlık odamda bir sigara yakıp,kafamın güzelliği ve dumanım ile dans etmek düşüyor,takım elbisemi giyip izleyeceğim resmini bu gece çünkü böyle bir sevda oyununa saygı duymak gerekir,herkesi kandırman'da tabi oyunun en vurucu noktası çok güzel oynaman dışında başka bir şeye takılmıyor gönlüm,ama şunu fark ettim o oyunun seyirci tarafında sadece ben oturduğumu düşünürken finali verdiğinde etrafımda bütün dostlarımızın olduğunu fark ettim,sen bir bana değil bütün hayatıma oynadın bu oyunu sanki kumar masasında ortaya koyacak bir şeyi kalmamış aciz bir adam gibi hayatımı koydun ve uzun sürmeden kaybettin,merak etme artık gidiyorum bu son sigaramdan sonra,eşyalarımı ve tüm mülkümü sana devrediyorum,tek bir vasiyetim var birazdan her yeri kan olacak gömleğimi saklamanı temenni ediyorum,küvetin suları salona kadar geldi artık gitme vakti'de geldi,bileklerimi kesmeden önce umutlarımı kestiğimi unutma,zaten ölmüştüm senden sonra bu sefer sadece gözlerimi kapatıyorum,iki bileğime ruhum  için çıkış noktası açıyorum,bedenimi suyun kaldırma kuvvetine emanet ederken plakta largo al factotum parçası eşlik ediyor eşsiz bedenime,merak etme artık gidiyorum...


01.04.2017
UFAK BALIK

Artık geceleri eskisi kadar iyi gitmiyor,ay ışığı bile yetmiyor aydınlatmaya ve sigaramdan bir duman daha alırken avuç içimin yüzümü okşaması hoşuma gitmiyor... Karanlık ve yalnız bir odada koca dünyalar yaratıp kendi başıma yıkıyorum,hı nedenmi diyorsunuz,artık kaybedecek bir şey yok çünkü elimizde avucumuzda ne varsa kaybettik zaten... Sevgili gece kıyılarımı aldılar benden yakamoz kokan kıyılarımı,sana oralarda dökerdim zor sığdırdığım içimi... Artık geceleri eskisi kadar iyi gitmiyor,dumanım sakalımla ahenkli bir dans ederken,gözümün kıyısına kadar yakınlaştırıyorum ve yine bulamıyorum kos koca sende seni sigaramdan bir duman daha alıp parçalanmış dudaklarımı ıslatıyorum ve aynada kırmızı gözlerim ile morarmış göz altlarımın renk uyumunu sevdiğim bir geceye bırakıyorum,karanlık gecede ruhumu bir urgana,tavanımın dar ağacı olmuşsun her gece giderken sol cebime bıraktığın kelimelerin bir tekme atıyor sandalyeme , her gece yeniden kalemim kırılıyor bur odada,her sabah ise bir ezan okunuyor kulağıma,doğmuş bir bebek gibi tertemiz olmayı yeğlerdim ama geceden kalmayım , geceden yarım kalmayım,kaldım çünkü her gece bir parçamı koparıp atıyorum bedenimde dokunan yerleri unutmam için,un ufak ediyorum her yerimi ve sonunda koskoca çölün yükünü üstümden atıp bir kum tanesi oluyor bıraktığın anıların ve kıyılarımdan denize bırakıyorum tüm anıları,paketimden çıkarttığım bir dal sigara ortak olurken yok oluşunu izlemeye, keyif veriyor eriyişini izlemek. Artık yeni doğmuş bir bebek gibiyim ve adımı açıklıyorum size, Pencerenin kenarındaki ufak balık...

01.01.2017